arif v 216

  • az kalsın sevgilimden ayrılmama neden olacaktı. hayatım yarın arif v 216'ya gidelim mi dedim. nee sen cem yılmaz filmi mi izliyorsun, inanamıyorum dedi. ben de hayır hayatım yanlış anladın yarısında çıkmak için gideceğiz dedim. çok sevindi. ilk yarısı hakkındaki görüşlerimizi yarın yazarım artık.

  • fragmandan anladığım kadarıyla, absürd komedi'den ziyade back to the future tarzı; aksiyon, mizah ve aşk temalı bir film olmuş. zaten zamanda yolculuk olması, robotu çalarak zamanda kayma yapılıp, alternatif gelecek yaratılması tam bttf esintileri.

    fragman kesinlikle kalite kokuyor. bayağı emek harcanmış. hollywood kalitesi tutturulmuş gibi duruyor. umut verici, bakalım.

    ayrıca fragmandan yakaladığım hoş şeyler var;
    1- ben yengeme en güzel yerden vericem abi: arif karakterinde bir değişiklik olmaması güzel. yine birilerini kazıklamaya çalışıyor:)
    2- 216'nın sesi neden değişmiş ıyy diyenler olmuş. farkında mısınız millet bu bir robot?? fragmanlardan anlaşıldığı kadarıyla arif 216'yı yeniden toplayıp kuruyor. o esnada sesini beğenmeyip farklı bir tonda kurmuş olabilir. belki sesi değiştirilmeye programlanmıştır:) fragmanda robot'un kadın bir sevgilisi* var. gora'da 216'nın cinsiyeti olmadığı söyleniyordu. bunda ise insan olmaya geldiği için robotun erkekleşmiş olması kadar doğal bir şey yok. pinokyo effect yani. bir şeyleri eleştirmeden önce aklınızı kullanmaya davet ediyorum sizi. olaylara düz mantıkla yaklaşmayınız:)
    3- sanırım filmde kerem alışık, babasının turist ömer karakterini canlandırıyor.
    4- arif, 216'ya gidip ona robot olduğunu söyledin dimi? diye soruyor. burada ince bir espiri olabilir. 216 bir kadınla cinsel ilişkiye girip, performansından ötürü robot olduğu anlaşılmış olabilir:)
    5- yüzlerce, binlerce üretelim senden, çoğaltalım seni: burada sanırım westworld'e selam çakılmış. arkada da "işimiz çocuk oyuncağı değil" yazıyor*.
    6- emin olmamakla birlikte filmde farah zeynep abdullah sanırım ajda pekkan'ın gençliğini canlandırıyor. ya da ajda pekkan'dan esinlenilmiş bir rolde. 1, 2, 3
    7- ajda pekkan
    8- matrix: trinity düşme sahnesine selam.
    9- arif, farah zeyneple öpüşüyor. fragmanda ceku hiç gözükmüyor. ceku'yla ayrıldılar mı yoksa?
    10- garavel usta hatırlarsanız gora'da kördü. arifv216 fragmanının bazı sahnelerinde de kör ama burada kör değil. sanırım ameliyat olmuş. ya da arif garavel usta'nın 1969'daki genç halini buluyor*. yine bttf effect.
    11- tarkan'ın şarkısını çalıp geçmişte satmaya çalışan arif, erşan kuneri tarafından şarkısı çalınıyor. yine bttf'de geçmişe gidilip chuck berry'nin johnny b. goode şarkısının dinletilmesine benzer bir durum.
    12- ninja kaplumbağlardaki beyin'e selam*
    13- zeki müren: robot muymuş efenim
    14- yorumsuz:)

    edit: otslem'den gelen mesaj üzerine: "yorumsuz" diye verdiğim linkteki görüntülerde ortam peter sellers the party film ambiyansını andırıyormuş.

    hatırladığım şeyler oldukça entry ara ara editlenecektir.

  • 1-2 dakikalık fragmana bakarak film olmamış diyenler birazdan damlayacaktır buraya. vizyona girmesini bekliyoruz efendim.*

  • yayınlanan kısa kesitlerden hoşlandım. zamanda yolculuk konsepti ile türk sinemasına atıflarda bulunacağı anlaşılıyor. türk sinemasında bu durumun çok fazla örneği olmadığını düşünürsek gayet keyifli olabilir. film boyunca sinema salonunda bolca bu tepkileri gösteren arkadaşlarla karşılaşabiliriz.

    cem yılmaz'ın -en hoşlanmadığım filminde bile- sinemaya yaptığı yatırıma saygı duyuyorum. gösterilerinden ve reklam filmlerinden kazandığı paralar ile hayatının sonuna kadar yaşayabilme şansı var iken bu topraklarda film endüstrisine yatırım yapmak herkesin girmek isteyebileceği bir risk değil bence. iki kamera ve bir havuzlu otel prodüksiyonu ile çekilen türk komedi filmlerini düşünürsek cem yılmaz'ın çektiği filmler kendi genre'sı içerisinde bence gayet iyi bir konumda. şunu unutmamak lazım bence, cem yılmaz filmlerinin vaat ettikleri az buçuk bellidir; biraz nostalji, bir tutam klişeler ile dalga geçmek, tipik türk insanı tiplemeleri, biraz da özkan uğur ve saz arkadaşları... lütfen kendinize acı çektirmek istemiyorsanız bu adamın sinemasını pelin esmer'in sineması ile karşılaştırma gafletinde bulunmayın.

  • tanıtım filmciği ile bir komedi filminden beklentileri karşılayacakmış gibi görünen proje.
    lakin insan merak etmeden edemiyor;

    filmi ya da teaserı beğenip beğenmemek bir yana, "cem yılmaz'ın türk tiplemesinin ekmeğini yiyeceği film" gibi bir bakış açısıyla eleştirmek neyin nesidir arkadaş? bu adam fransız mı? ya da kripto hollandalı da biz mi bilmiyoruz? türk bir komedyenin filmlerinde absürd yerlerdeki türk karakteri canlandırması haybeden ekmek yemesi mi demek oluyor?

    cidden, birilerinin başarısı ya da başarmak yolundaki uğraşısı neden başka birilerini bu kadar rahatsız ediyor, anlamak mümkün değil yeminle...